Pasif Gelir Yollarının Rehberliği

Organik Tarım Nedir? Organik Tarım Nasıl Yapılır

Organik Tarım

Tüm dünyada organik ürünlere olan istek her geçen gün artıyor. Çünkü tüketiciler bilinçleniyor, üretim şartlarını sorguluyor. Böylece sıhhatli ve güvenilir gıdaya erişim isteği de artıyor. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmamız için iklimi, biyoçeşitliliği, suyu ve en önemlisi de toprağı korumamız icap ettiğini herkes biliyoruz. Tüm bu tarz şeyleri gerçekleştirebilmek için atmamız gereksinim duyulan en mühim adımlardan bir tanesi de ‘organik tarım’ı yaygınlaştırmak. Organik ziraat ile başta toprak olmak suretiyle biyoçeşitliliği, suyu, iklimi güvenliğini sağlamak mümkün. Peki nasıl? Gelin bu soruların yanıtlarına beraber bakalım.

Organik Tarım Nedir?

Üretimde kimyasal girdi kullanılmayan, üretimden tüketime kadar her aşamasının denetim edilmiş olduğu sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Kimyasal girdi kullanılmadığı için insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen bu süreçte tabii denge, hava ve su gibi yaşamsal kaynaklar, tabii hayat ve ekolojinin korunması amaçlanır. Geleneksel tarımda kimyasal pestisit ve bileşik gübre kullanımının çevreye verdiği zarara bir cevap olarak geliştirilmiş ve sayısız ekolojik yararı bulunan organik tarımda pestisitler, genetiği değiştirilmiş organizmalar, antibiyotikler ve hormonlar kullanılmaz. Böylece biyoçeşitlilik korunur.

Geleneksel tarımla karşılaştırıldığında; erozyonu azaltır ve nitratın yer altı ve yüzey sularına sızmasının önüne geçer. Böylece su kaynakları kirlenmez. Organik ziraat vasıtası ile topraktaki organik madde miktarı artar. Bu da toprağın su tutma kapasitesini artırır. Yani organik tarım, toprak organizmaları, bitkiler, çiftlik hayvanları ve insanoğlu dahil olmak suretiyle tarımsal ekosistem içerisindeki muhtelif toplulukların verimliliği için geliştirilmiş bütünsel bir sistemdir. Sadece tarımsal bir tatbik değil, bunun yanı sıra tabiat ile beraber çabalama felsefesidir.

İlginizi Çekebilir;  İşletme Sermayesini Arttırmanın Yolları

Geleneksel tarımda kimyasal pestisit ve bileşik gübre kullanımının çevreye verdiği zarara bir cevap olarak geliştirilmiş ve sayısız ekolojik yararı bulunan organik tarımda pestisitler, genetiği değiştirilmiş organizmalar, antibiyotikler ve hormonlar kullanılmaz.

Organik Tarımın İlkeleri

Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu’na (IFOAM) göre, bu kavramın dört adet ilkesi var.

Buna göre organik tarım;

  1. Toprak, bitki, hayvan, insan ve gezegenin sağlığını bir bütün olarak sürdürmeli ve geliştirmeli.
  2. Yaşayan ekolojik sistemlere ve dönüşüme dayanmalı, onlarla beraber çalışmalı ve onların sürdürülmesine destek olmalı.
  3. Ortak etraf ve hayat fırsatları konusu ile ilgili adaleti elde eden ilişkiler üstüne inşa edilmeli.
  4. Hem mevcut hem gelecek nesillerin hem de çevrenin sağlığını ve refahını güvenliğini sağlamak için önlemli ve görevli bir halde yönetilmeli.

Organik Tarım Yöntemleri

Organik atıkları kullanarak toprağın sağlığını iyileştirecek şekilde toprağı işlemeyi ve mahsul yetiştirmeyi amaçlayan ve gıda kıymeti yüksek mamüller üretmeye yoğunlaşan organik ziraat için uygulanan değişik teknikler var. Bunlardan bazıları şöyle:

Mahsul rotasyonu: Çiftçilerin her sene aynı arazide aynı mahsulü yetiştirmediği bir çiftçilik tekniği. Bunun yerine, toprağın sağlığını güvenliğini sağlamak için dönüşümlü olarak değişik mamüller yetiştirilir.
Yeşil gübre: Özellikle toprak verimliliğini ve yapısını iyileştirmek, toprağın su emme enerjisini ve rutubet oranını çoğaltmak için hâlâ yeşilken toprağa ekilen ürünler.
Kompost: Toprak standardını artıran ve mahsul üretimini iyileştiren besinlerle zenginleştirilmiş geri dönüştürülmüş bir organik madde.
Çoklu hasat: Üretimi çoğaltmak için lüzumlu toprak mikroorganizmalarının üretilmesine yardım eden ve çiftçilerin sene süresince aynı tarlada çok sayıda mahsul yetiştirdiği çiftlik sistemi.
Örtü bitkileri yetiştirmek: Böcek zararlılarını ve yabani otları denetim etmek, erozyonu önlemek, ilaveten topraktaki gıda içeriğini iyileştirmek için yararlı bir uygulama.

İlginizi Çekebilir;  Oyun Oynayarak Gelir Elde Etme

Organik Tarımın Önemi

Organik ziraat sosyal, çevresel ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir gıda üretim sistemi kurmayı amaçlar. Daha aleni bir ifadeyle; pestisitler, yapay gübreler, katkı maddeleri ve genetiği değiştirilmiş organizmalar gibi harici ziraat girdilerine güvenmek yerine tarımsal ekosistemi yönetmeye dayanır. İleri ilmi inceleme ve modern çiftlik inovasyonları ile beraber geleneksel çiftlik uygulamalarının kullanılmasını içerir. Örneğin, bileşik gübreler yerine hayvan dışkısı gibi malzemelerle ya da kompost yoluyla toprağın verimini artırmayı amaçlar.

  1. Doğaya hürmet duyar, toprağın, suyun ve havanın sağlığını iyileştirir.
  2. Erozyonu azaltır, toprağın verimliliğini, yapısını ve biyoçeşitliliği korur.
  3. İnsan, hayvan ve çevrenin toksik maddelere maruz kalma risklerini azaltır.

Dünyada ve Türkiye’de Organik Tarım

Küresel nüfus hızla artmaya başladıkça, gıda üretiminde sürdürülebilirliğe olan gereksinim daha da bariz hale geliyor. Yalnızca daha yüksek hasılata dayalı ziraat uygulamaları;

  1. İklim değişikliği
  2. Biyoçeşitlilik kaybı
  3. Erozyon
  4. Toprak, su ve havanın, yani en mühim tabii kaynaklarımızın kirlenmesi

gibi küresel problemler üstünde ek baskı oluşturuyor. Küresel gıda taleplerini karşılamak ve bu problemleri azaltmak için çoğu ülke ve ziraatçi organik ziraat uygulamalarına yöneliyor.

Organik Tarım Araştırma Enstitüsü (FiBL) ve IFOAM tarafınca yayımlanan, 2020 yılına ait verileri içeren Organik Tarım Dünyası – İstatistikler ve Gelişen Trendler 2022 tutanağına göre; organik ürünlere yönelik artan talebin, organik gıda satışlarının 120 milyar euroya ulaşmış olduğu organik sektördeki büyümeyi bir kez daha teşvik ettiğini gösteriyor. Rapora göre organik ürünlerde çoğu gelişmiş pazarda çift haneli gelişme oranları kaydedildi.

Üretim tarafı da buna ayak uyduruyor: En son veriler, çoğu ülkede organik ziraat arazilerinin büyüdüğünü ve toplam organik alanın aşağı yukarı 75 milyon hektara yükseldiğini, dünya genelindeki ziraat arazilerinin yüzde 1,6’sını temsil ettiğini ve üç milyondan fazla müstahsil tarafınca yönetildiğini gösteriyor. Türkiye’yi merak ettiniz değil mi? Hemen söyleyelim, rapor ülkemizde bulunan organik ziraat arazilerinin 382.639 hektar bulunduğunu söylüyor. Bu, toplam ziraat arazilerimizin yüzde 1’ini oluşturuyor.

İlginizi Çekebilir;  Çiğ Köfte Dükkanı Açmak: Nasıl Açılır ve Karlı mı?

Özetle topraklarımız hayat döngüsü için hayati öneme sahip. Çünkü toprak, bütün canlılar için gıda elde eden organizmalar, mineraller ve organik bileşenlerden oluşan bir dünya. Tam da bu yüzden Birleşmiş Milletler tarafınca 5 Aralık Dünya Toprak Günü olarak kabul edildi. 2022 yılının teması: “Toprak: Gıdanın başladığı yer”. Bu gün, toprak yönetiminde artan zorlukları ele alarak, toprak bilincini artırarak ve toplumları toprak sağlığını iyileştirmeye teşvik ederek sıhhatli ekosistemleri ve insan refahını korumanın önemi konusu ile ilgili farkındalık yaratmayı amaçlıyor. İşte toprağı, ekosistemleri ve insan sağlığını koruyan bir üretim sistemi olan organik tarımın önemi de burada karşımıza çıkıyor. Organik tarımı benimseyerek topraklarımıza haiz çıkalım, dünyaya ve geleceğe iyi bakalım!

 

Diğer Pasif Gelir Yolları için  www.pasifgeliryollari.com

Yoruma kapalı.